04/08/2018 Cumartesi
(Kaynak kişi: Osman KARAASLAN)
Eskilerin annattıhlarına göre, Gömürgen’de “Ömer” adında bir aşgıya varmış.
Bu adam, güçsüzlere ve fakirlere hiç dohunmaz; zenginlerden alıp, onlara verirmiş.
Bir bacısı, birgaç dönüm tarla ile bir çift de camızından başga bir şeyleri yohmuş.
Cendermelerce arandığını bildiğinden, gündüzleri sahlanır, geceleri çalışırmış.
Hakgında çoh şikâyetler olmuş. Bütün aramalara rağmen bulunmamış.
Teslim olmaya da hiç niyeti yohmuş.
Geceleri çalıştığını öğrenen cendermeler, Ömer’in yoncalığında ona pusu gurarah tedbir almışlar.
Hava garardıhdan sona Ömer, yonca biçmeye gelmiş.
Silahını goyup, tırpanı ele aldığında “teslim ol!” çağrılarını işitince deliye dönmüş.
Garanlıhdan yararlanarah gaçmah istemiş. Ama her tarafını cendermeler çevirmişler.
Çıhan çatışmada Ömer vurularah öldürülmüş.
Ömer’in bacısı onun arhasından şu ağıdı söylemiş:
Yoncalığın boz dumanı,
Hökümet bilmez amanı!
Bu zamanda adam m’ölür?
Ot biçim, ekin zamanı.
Öle öle bacın öle,
Sensiz bacın ne gün göre!
Camızları yağlanıyo,
Tarlalarda bağlanıyo.
Seni vuran cendermeler,
Yoncalıhda sallanıyo.
Öle öle bacın öle,
Sensiz bacın ne gün göre!
Yüce dağın gırcısıyım,
Morgoyunun guzusuyum.
Gazeteye ilân verin,
Ben Ömer’in bacısıyım.
Öle öle bacın öle,
Sensiz bacın ne gün göre!
Yaşa Guloğluyum yaşa,
Yazılanlar gelir başa.
Ömer öldüğünü duymuş,
Angara’da Kemal Paşa.
Öle öle bacın öle,
Sensiz bacın ne gün göre!
DERLEYEN:Ahmet KARAASLAN
|