AŞIK MAHRUMİ’NİN
BÜYÜKLERİMİZ İLE
MİZAHÎ
BAYRAMLAŞMASI
Sağır Hasan’la gelelim Çap’a
Bakı’nın Musa sen düştün sapa.
Çömez’in Osman besliyor kupa
Çökelik bayramın mübarek olsun.
Kamer’in Hacı’yı unutmam ordan,
Yoncacı hastaymış kalkamaz yerden.
İmirze müsadeyle geçelim burdan,
Bayazıt bayramın mübarek olsun.
Kömük, Alo, Halit bir de var Veli
Geride kalmadan gel Kındır Ali.
Yunan Sülük derler gayeten deli!
Götağri bayramın mübarek olsun.
Solak Memet, Veli’yi de alalım,
Ahmet Duran nerde onu bulalım.
Hep birlikte biz Kafla’ya varalım.
Böbüz bayramınız mübarek olsun.
İşte geldik Efe Hacı iline,
Cicim neden şal bağlıyor beline?
Haydar sebep oldun sarı geline!
Hanifi bayramın mübarek olsun.
Memiş ile Mecit ikisi birden,
Buyum’u unutsak kızar geriden.
Ali Osman Çavuş kalkamaz yerden
Halil Onbaşı bayramın mübarek olsun.
Derer Koca İsmail gül demet demet,
Ahmet Usta sana olsun emanet.
Sevdim ikinizi Galip ve Mehmet,
Size de bu bayram mübarek olsun.
Şaştı Kör Durdu da bu işe şaştı!
Göğ Osman’ın Nezir çok mahçup düştü.
Paşacan, kalkarak peşine koştu.
Bağ Efendi bayramın mübarek olsun.
Seni unutamam Zartacı Hasan,
Dümbüllü, Hanifi, hani Kel Hasan?
Beni yoracaksın yine Tapbasan!
İzmirli bayramın mübarek olsun.
Çalışırdı rastgelenin işinde,
Karalar’ı koyduk Pur’un başında.
Maşallah Hacı Ekber doksan yaşında,
Musa Onbaşı bayramın mübarek olsun.
Kamış ile Aslan ikisi kardeş,
Berber’in Mustafa Kart Hasan’a eş.
Fatma’nın Hafız’ı tez tekmilden düş.
Kavlak’ın bayramı mübarek olsun.
Maşat’a sardım da bir güney tepe,
Nuh ile Kambur Şıh meraklı hapa.
Kör Halil başına vay dünya kepe.
Kara Ahmet bayramın mübarek olsun.
Möhreli, arabın devre geliyor!
Derviş Ağa, unlar zavar oluyor...
Gördüm Salman değirmende soluyor,
Şampiyon bayramın mübarek olsun.
Hoca’nın Mustafa’yla gönlüm şen oldu.
Yafalı’ya vardım, pek memnun kaldı.
Çeşmenin başında Genç Osman n’oldu?
Tilkici bayramın mübarek olsun.
Kız Ali’nin gözü elin malında,
Kırcı İsmail kaldı suyun solunda.
Hacı Hatip gezer kendi hâlinde,
Hacı Topal, bayramın mübarek olsun.
Selâmımı deyin dayım Haşat’a,
Bir ahdım var dostlar Aşık Musa’da!
Kınalı Battal’ı koyduk köşede.
Tınık’ın bayramı mübarek olsun.
Birisi Memik de, biri Hameli
Şimdi Karga Memet’i ne etmeli?
Büyük Höl’ü haşlayıp da yemeli
Güçcük Höl bayramın mübarek olsun.
Kör İbo, anadan hiç gözü görmez.
Hürümüz geveze çenesi durmaz...
Çinik zar atar da parasın vermez,
Koca Durdu bayramın mübarek olsun.
Haşa, Köse, Cesim bir de var Samur,
İmir’in yüreği ya daş, ya demir!
Kör Nuhu’ya Allah versin çok ömür,
Kör Neşet bayramın mübarek olsun.
Mahmut Ağa derler, ağalar pîri
Uzat ellerini öpeyim Sarı.
Gürük’ün Şevket Mahalle muhtarı.
Tombul’un bayramı mübarek olsun.
Garboğ’ün Salı da dünyadan bıkmış!
Gördüm Deli Seyit efeyi yıkmış.
Ginik Hacı Memet tekaüt çıkmış.
Mehmet Ağa bayramın mübarek olsun.
Nefer dayım duyup bu işe küstü,
Tomafil kendini vitesten kesti.
Kim kaldı Yaylı Durdu’nun dostu?..
Tıhminik bayramın mübarek olsun.
Goca Gömürgen’i ben nasıl saydım!
Kuru Çir’in Derviş’i geride koydum.
Varamam Modi’ye yoruldum, caydım.
Hacı Eyüp bayramın mübarek olsun.
Yaz Âşık Mahrumî, elin yorulmaz.
Kepreli kaldı ya herhal darılmaz.
Zalim Ziya Bağ’den torun alınmaz,
Yetişir bayramın mübarek olsun.
Âşık Mahrumî 10/09/1968
GÖMÜRGEN
Yaz-bahar ayında karlar kalkınca
Ilgıt ılgıt eser yelin Gömürgen.
Bir de yağmur yağıp şimşek çakınca
Çağlar Akarca’dan selin Gömürgen.
Her bir koyağında kekiğin kokar,
Güzeller eline kınalar yakar.
Elli bin koyunla yaylaya çıkar,
Dağı-taşı bürür malın Gömürgen.
Kaderin cilvesi yüzümüz gülmez!
Ahret’e gidenler geriye gelmez.
Kocası ölenler tekrar evlenmez,
Saydım yetmiş iki dulun Gömürgen.
Nice gariplerin yarasın sardın,
Zengine, fakire sofralar serdin.
Mahmut’u, Receb’i sen şehit verdin
İşte böyle senin hâlin Gömürgen.
Mahrumî’m kimseye boyun eğmedim,
Bir kulunun hatırına değmedim.
Reisinin hiç birini sevmedim,
Daha asfalt değil yolun Gömürgen.
GÖMÜRGEN
Mayıs ayı gelir yaylaya göçer,
Koyunu, kuzudan seçer Gömürgen.
Başlık pahalıdır kızımız kaçar,
Dostlarla arayı açar Gömürgen.
Aşık olup bir güzelin kaşına,
Avcı gibi düşüp gittim peşine.
Dayanılmaz Hızır Dağı’n kışına,
Aynı yoldan geri göçer Gömürgen.
Azizim köyümün derdi pek çoktur,
Senede saramaz yarasın doktor.
Gömürgen’de başlığa bir çare yoktur,
Bu ayıp da sana yeter Gömürgen!
Mahrumî’yem işte böyle hâlimiz,
Felek vurmuş daldan kırık kolumuz.
Evde durur eşi ölen dulumuz,
Her şeyden nasipsiz, naçar Gömürgen.
ÖZLEM
Baharı gelince yaylası doktor,
Taşını sevdiğim Gömürgen köyü.
Hızır Dağı’nın da boranı çoktur!
Kışını sevdiğim Gömürgen Köyü.
Aşiretim yazın yaylaya göçer,
Morkoyun meleyip, kuzuya kaçar.
Gençlerin hızlıdır, çok içki içer...
Keşini sevdiğim Gömürgen Köyü.
Yazları başkadır, şenlenir yazı,
Kurumaz buz gibi pınarın özü.
Beş dakka boş durmaz gelini, kızı
İşini sevdiğim Gömürgen Köyü.
Yufka ekmek için yakılır tandır,
Kızların güzeldir, hepsi sultandır.
Seçe kuşu bile şahin, kartaldır...
Kuşunu sevdiğim Gömürgen Köyü.
Mahrumî hayalle gurbette yaşar,
Duygusu, sevdası köpürür coşar.
Kızölen Dere’nin selleri taşar.
Coşunu sevdiğim Gömürgen Köyü.
GÖRESİM GELDİ
Gönül ne yatarsın gurbet ellerde,
Bizim yaylaları göresim geldi!
Şimdi açar dalda gonca güllerde,
Kale’nin döşüne sarasım geldi.
Kale’nin sonu Hacı Yusuf Yurdu,
Çökük Bilalik’i bir duman sardı.
Göğdaşlı Yurtlak’ta dostlarım vardı,
Onların hatrını sorasım geldi.
Bu yıl köyde moda “Çalma Çuvalı”
Gurbet elde boşa çalma kavalı!
Bilalik’e konar Memiş’!in Salı,
Yurduna bir çadır kurasım geldi.
Kevenli’ye konmuş Türkmen elleri,
Çiçek açar Tayosman’ın belleri.
Tomurcuklu Göğdahar’ın gülleri,
Bir demet toplayıp deresim geldi.
Gurbette göz yaşım çağlayıp akar,
Gömürgen burnuma gül gibi kokar...
Taşkuyu’ya her yıl Çalıklar çıkar
Bir gece eğlenip, durasım geldi.
Yozeşmesi bütün yaylalar hası,
Bırakmaz gönülde kederi, yası.
Tepekuyu, Tersakan’ın arkası
Aradan sınırı bölesim geldi.
Göğkuyu görünür Kuru Dere’den,
Çekil gurbet, köyüm ile aradan!
Nasip eylerm’ola Yüce Yaradan
Yan Yurt’a, Cığlak’a varasım geldi.
Der Âşık Mahrumî: Bu günler geçer,
Allah kimseleri koymaya naçar.
Seç-kat olur herkes kuzuyu seçer,
Öksüz kuzuları bulasım geldi.