GURBET ŞİİRLERİ

 

GURBET
 
Anam-babam beni gurbete saldı,
Bacım, kardeşlerim çok fikre daldı.
Erzurum’a geldim, memleket kaldı,
Eşi, dostu göremiyor gözümüz.
 
Kasavet başımdan bir zaman gitmez.
Memleket uzaktır, gücüm de yetmez...
Burda ne söylesem söz para etmez,
Uzaklardan duyulmuyor sözümüz.
 
Kazmayı alırdım, keven kazardım
Gördüğüm güzele türkü düzerdim.
Giyinip, kuşanıp süslü gezerdim,
Güzellere hiç geçmedi nazımız.
 
Güzel sevdim, sefasını sürmedim.
Bu dünyada muradıma ermedim.
Soldu ömrüm çiçeğini dermedim,
Onun için düzen tutmaz sazımız.
 
Bahçe olsam mormenevşe açarım,
Tren olsam tünelleri geçerim.
Bir kuş olsam kanatlanır uçarım,
Yürümeye derman tutmaz dizimiz.
 
Gözlerim yaşardı, ciğerim kopar!
Her zaman efkârım sılaya sapar.
Bizim köyler Yoğurt Bayramı yapar,
Belirsizdir baharımız, kışımız.
 
Der Habib Karaaslan:Yaylaya göçer,
Tırpanını alır, ekinin biçer.
Can sağ olsun hepsi gelir de geçer...
Bir gün de sılaya döner yüzümüz.

 
HASRETLİK
 
Gurbet elde bakan olmaz yüzüme,
Kimse kulak vermez oldu sözüme.
Geceleri uyku girmez gözüme
Ah! Çekerek arzederim sılayı.
 
Akıttım gözümden kan ile yaşlar,
Beni eritiyor yârdaki kaşlar!
Ders borusu çaldı, vazife başlar
İçtimâ ettiler yine alayı.
 
Sevdiğimin koyununu koşamam[2]
Ben yârimi görmeyince coşamam.
Erzurum dağını kardan aşamam,
Mecnûn gibi arz ederim Leylâ’yı.
 
Virane bahçenin bülbülü ötmez,
O yârin hayali gözümden gitmez.
Erzurum yayladır bana kâr etmez,
Ben istemem böyle yârsız yaylayı.
 
Der Habib Karaaslan: Hiç mektup gelmez,
Kimsenin ettiği yanına kalmaz.
İzinli gitsem de gönlüm hoş olmaz,
Yârla barış işimizin kolayı.
 
ANKARA’DA HASTA YATTIM
 
Bugün köyümüze varamaz oldum,
Anam hatırını soramaz oldum.
Leylekleri gördüm, duramaz oldum
Beni arar m’ola bilmem köyümüz?
 
Şimdi Türkmen yaylasına yürüdü,
Tarlamızı mormenevşe bürüdü.
Sıcak memlekette ömrüm çürüdü,
Hastalara şifa soğuk suyumuz.
 
Dertlerime burda derman bulamam,
İlâç çare değil, ilâçlanamam...
Yaz geliyor Ankara’da kalamam
Şimdi yaylalara göçer soyumuz.
 
Engininden yükseklere bakarım,
Hasretlikle yüreğimi yakarım.
Güzellerle yaylalara çıkarım,
Beni burda garip koydu boyumuz!
 
Habib Karaaslan kitap satarım,
Yiğitler yoluna canım katarım.
Orda olsam yayla evi tutarım,
Şimdi hastahane oldu evimiz.
 
ÜZÜNTÜ (BULUNMAZ)
 
Düştüm gurbet ele ağrıyor başım,
Durmadan akıyor gözümden yaşım.
Hâlim beyan olsun siz kardeşim,
Bize lazım olan burda bulunmaz.
 
Yârin yaylasına gitmek isterim,
Koyunu kuzladı gütmek isterim.
Canım sıkkın dövüş etmek isterim,
Ne fayda! Kolumda zor da bulunmaz.
 
Başına bağlamış sarı yazmayı,
İcât etmiş kaşın, gözün süzmeyi.
Gönül ister güzlinen gezmeyi,
Münasip bir tenha yer de bulunmaz.
 
Yazın köylerimiz yaylaya konar,
İçer Bilalik’in suyunu kanar.
Hastayım gurbette yüreğim yanar,
Yârin yaylasında kar da bulunmaz.
 
Der Habib Karaaslan: Sarardı, soldu
Ağladım gözlerim yaş ile doldu.
Günlerin ay, haftalarım yıl oldu
Gönül eğleyecek yer de bulunmaz.
 
TRENE BAKINCA
 
Dayımoğlu gelip sana bindi mi,
Teskeresin alıp, köye indi mi?
Fırat ırmağına atan kendimi,
Erzincan Ovası dar gelir bana.
 
Kısmet beni böyle buraya saldı,
Bizim kavuşmamız bahara kaldı.
Otuz altılılar teskere aldı,
Emsalim içinde ar gelir bana.
 
Çok severim yurda canı katmayı,
Talim yapıp yapıp silah çatmayı.
Bu gece düşümde gördüm Fatma’yı,
Elleri kınalı yâr gelir bana.
 
Güzel, ermiş tam on sekiz yaşına
Kudret kalemini çekmiş kaşına.
Bir gün çıksam yaylasının başına,
Yârin yaylasından kar gelir bana.
 
Koyun kırkılacak kuzuyu seçin,
Akkışla’yı güneş doğmadan geçin.
Yayladan inilir bağ bozmak için,
Dostun bahçesinden nar gelir bana.
 
DerHabib Karaaslan: Tüfek yağlarım,
Bir aşk ile yüreğimi dağlarım.
Akranımdan geri kaldım ağlarım,
Bu gençlikte gurbet zor gelir bana.

 
ANKARA’DA GEZERKEN
 
Anam, babam bana çok hasret kaldı,
Sevdiceğim beni gurbete saldı.
Buraya geleli iki ay oldu,
Daha bir işimi göremedim ben.
 
“Sen çobansın, koyun-kuzu güt” diyor;
“Köyümüzde şairliğin et” diyor.
Muhip Bey de “memlekete git” diyor,
Matbaaya şiiri veremedim ben.
 
Kitabım çıkmadı hoş olamadım,
Borçluyum yakayı kurtaramadım.
Ankara’ya geldim iş bulamadım,
Dünyada bir sefa süremedim ben.
 
İki aydır Ankara’yı dolaştım,
Cumhuriyet Bayramına ulaştım.
Gece-gündüz bu iş için çalıştım,
Daha bir mektebe giremedim ben.
 
Habib Karaaslan’ım göresim geldi,
Yazıp gazeteye veresim geldi.
Yeniden mektebe giresim geldi,
Ankara’da işsiz duramadım ben.
 


 




 
Facebook beğen
 
 
Siz 144808 ziyaretçiziyaretçimizsiniz
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol