(Kaynak kişi: Abdullah Yürük Halil İbrahim Yürük'ün oğlu)
Kayaaltı Köyü’nden Halil İbrahim Yürük, (babam) bir gün ikidiye doğru Seydinali Köyü kenarında bahçe sulayan yaşlı bir adama rastlamış. Selâm verip-almışlar. Selâmdan sona yaşlı adam, ellerini güneşe garşı gözüne siper ederek babama sormuş, aralarında şöyle bir gonuşma geçmiş:
— Yeğenağa nerelisin?
— Gayaaltı Köyü’ndenim hacı emmi.
— Bre ulan, Gayaaltı Köyü’nden bir Halil İbrahim diye biri vardı. Çohdan beri görünmüyo. Nerelerde, öldü mü, galdı mı?
— hacı emmi ne yapacahsın o geveze adamı?
— Bre ulan, öyle deme! Yahın köyler için birşeyler söylemişti. Bizim köye “Gızları gunnacı, gelini gısır, Seydinali’den misin?” demişti ya, Mahir Ağanın gızı gunnacı çıhmadı mı!.. Bre ulan itoğlu it tevarih miydin ...