(Kaynak kişi: Mustafa KARAASLAN)
Ayrık otu, bahçedeki otlara yalvarmış:
— N’olur komşular bana bir oturumluk yer verin...
Bitkiler bir araya gelerek bu isteği aralarında tartışmışlar. Bazı bitkiler, ayrık otunun çok saygısız olduğunu söyleyerek yer vermek istememişler. Kimileri de kocaman dünyada tüm bitkilere yetecek kadar toprak olduğunu ayrığa da yer verilmesi gerektiğini savunmuşlar. Sonunda çoğunluğun kararına uyarak bir yer gösterip, oradan dışarıya çıkmaması gerektiğini bildirmişler. Ayrık, teşekkür ederek gösterilen yere yerleşmiş.
Zamanla gelişerek kendisine gösterilen yeri kaplamış. Artık orası da dar geldiğinden dışarılara taşmaya başlamış. bazı bitkilerin köklerini sarıp, büyümelerine ve gelişmelerine engel olmuş. Bitkiler yeniden bir araya gelip, bu durumu tartışmışlar. Topluca yanına giderek şöyle söylemişler:
— Kardeş, bir oturumluk yer istedin, istediğinden fazlasını verdik. Oradan dışarıya çıkmayacağına söz verdin, sözünü tutmadın. Köklerimizi kuşattın. Boğazlarımızı sıkmaya başladın! Besinlerimizi emerek bizi aç bıraktın. Çiçeklerimiz açmadan soluyor, tohumlarımızı geliştiremez olduk... Böyle giderse, çok yakında neslimiz tükenecek! Lütfen sana verdiğimiz yere geri çekil ve bize zarar verme...
Ayrık pişince cevap vermiş:
— Ne söylüyorsunuz siz be!.. Ben yerimden ve hâlimden çok memnunum. Sıkışan çıksın..
|