GULAHLI KUBBET ZİYARETİ
GULAHLI KUBBET ZİYARETİ
Kaynak kişi: Mustafa KARAASLAN
Yoz yozunan, saz sözünen. Alatavuh çil horozunan. Âşıh bir meydana girince dinlendirir sazınan.
Emnine, Emine. Çıhdım bahdım, damına. Bir taraf sazlıh-samanlıh. Bir taraf tozluh dumanlıh. Bir tarafta demirciler, demir döver dengine. Bir tarafta boyacılar, boya boyar rengine. Bir tarafta marangozlar masa, iskembe yapar…
Var varadan, sür süreden. Amasya’dan, Zile’den. Dutdum pirenin bağıni. Arhasına vurdum, loğünü . Gitsin oğünü oğünü. Goca garılara gıran girsin! Gelinler ile bazı bazı, gızlarınan gezek ufah ufah…
Bir varmış, bir yohmuş. Allah’ın gulu çohmuş. Çoh söylemesi günah, az söylemesi sevapmış.
Armudu daşlıyah, dibinde gışlıyah. Bismillah deyik başlıyah…
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİYM
Bundan çoh eski zamanda memleketin birinde fahır işsiz ve güçsüz bir adam, padişahın huzuruna çıharah:
— Padişahım, işsizim. Hiçbir gelirim yohdur. Geçim sıhıntısı içindeyim. Helâlinden gazanıp yemek istiyom. Bana geçimimi sağlayacah bir iş ver, demiş.
Padişah, adamı dinledikten sona kahkahalarla gülmüş ve ona şöyle söylemiş:
— Evladım, dünya dört gulplu bir gazandır. Git bir gulpundan da sen dut. Goca dünyada herkeşe yetecek gadar iş vardır. Bütün ülekedeki insanlara ben nasıl iş bulayım! diyerek adamı başından savmış.
Adam, memleketine dönmüş. Eşşeğine binerek, köyünden çoh uzahlara gitmiş. Diyar diyar dolaşmış. Gendine uygun bir iş arayıp durmuş.
Yine böyle bir yolculuh sırasında eşşeği, dağ başında ölmüş. Adam, bineksiz nasıl dolaşacağını gara gara düşünmüş. Sona da ahlına şeytanca bir fikir gelmiş.
Hemen yere bir çuhur açarah eşşeğin leşini o çuhura gömmüş. Başına bir mezar daşı dikmiş. Daşın üzerine de “Gulahlı Kubbet Ziyareti” diye yazmış.
Yolcular gelip geçerken, elbiselerinden yırtdıhları bez parçaları yahındaki ağaca bağlayarah, duâ ederlermiş.
Dileklerine gavuşanlar, duâsı gabul olanlar, burayı her yıl ziyaret etmeye başlamışlar. Ziyaretin ünü, memlekete iyice yayılmış. Ziyaretçi sayısı, her gün artmaya başlamış.
Adam bunu görünce, “dört gulplu gazanın” bir gulpundan dutmanın zamanının geldiğini düşünerek hemen işe goyulmuş.
Mezarın üzerine bir bina yapmaya başlamış. Hayırseverlerden ve ziyaretçilerden topladığı giriş paraları ile binayı tamamlamış.
Binanın yapılmasından sonra “Gulahlı Kubbet Ziyareti”, bir gat daha ünlenmiş. Her taraftan ahın ahın insanlar gelmeye başlamış. Ziyaretin sahibi olan adam, çoh zengin olmuş.
Meğerse adam, yaptığı işi daha önce bir köylüsüne annatmışdı. Gulahlı Kubbet Ziyareti’nin geçmişini öğrenen köylü, bunu padişaha şikâyet etmiş.
Padişah, adamlarını göndererek ziyaretin sahibini saraya getirtmiş. Şikâyet gonusunun doğru olup olmadığını adama sormuş.
Adam, her şeyi olduğu gibi annatmış. Olayı öğrenen padişah, ona çıhışmış:
— İnsanların dinî duygularını sömürdüğün için seni en ağır şekilde cezalandıracağım, demiş.
Adam, padişaha şöyle cevap vermiş:
— Efendim, hatırlarsanız bu işi yapmadan önce huzurunuza gelerek geçim sıhıntısından bunaldığımı söylemiştim. Sizden bu gonuda yardım talep edince bana “Oğlum dünya dört gulplu gazandır. Var git bir gulpundan da sen dut,” dediniz. Sizin sözünüz üzerine, “dört gulplu gazanın” boşta galan gulpundan da ben duttum. Bunda benim suçum yohdur. Beni bu işe siz sevk ettiniz. Benden önce gendinizi cezalandırmanız gerekir… demiş.
Padişah, bu söze bir şey diyememiş. Hâlhının sıhıntılarına çare bulmah için bir gayret göstermediğinden gendini suçlu bularah adamı affetmiş.

 
Facebook beğen
 
 
Siz 144802 ziyaretçiziyaretçimizsiniz
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol