GARA BÖCÜK

http://www.kayserihakimiyet2000.com/garabocuk/


GÖMÜRGEN HİKAYELERİ
GARABÖCÜK
(Anlatan: Senem KARAASLAN)
Garaböcük, bir köylünün ahırından dışarıya çıharken bozöküz, bunnunu uzadarah onu kohlamış, biraz da eğlenmek için ona şöyle söylemiş:
— Nere gidiyon Garaböcük?
Gendisine “Garaböcük” denilmesine çoh öfkelenmiş. Ayahlarının üzerine diklenip, ellerini galçasına dayayarah bozöküze şöyle bağırmış:
— Benim adım Garaböcük değil!
Öküz alayla yeniden ona sormuş:
— Ya nedir?
Garaböcük, gururlu bir hava ile:
— Saçı Uzun Sırma Boyu Uzun Burma Hatın’dur, demiş.
Bozöküz, onunla dalga geçmeye devam etmiş:
— Saçı Uzun Sırma Boyu Uzun Burma Hatın nere gidiyon bahalım?
Garaböcük, gendisine hatın denilmesinden çoh mutlu olmuş. Öküzün sorusuna kibarca cevap vermiş:
— Er bulmaya gidiyom…
Bozöküz, ona “benimle evlenir misin?” demiş.
Garaböcük, gendini naza çekmiş, bozöküze şöyle demiş:
— Evlenirim amma, bir suçum olduğu zaman beni neyle döversin?
Bozöküz başını bir sağa, bir sola sallayarah sivri boynuzlarını göstermiş ve:
— Saçı Uzun Sırma Boyu Uzun Burma Hatın, işte şu boynuzlarımla döverim, demiş.
Garaböcük:
— Vay olamaz olmaz! Benim kemiklerim ona dayanamaz. Seninle evlenmem! Demiş. Bozöküz, Garaböcük’ü burnuyla iterek:
— Öyleyse var git. Gendine uygun bir goca bul, diyerek oradan uzahlaşmış.
Tam bu sırada evin kedisi gapıdan içeri giriyomuş. Kedi, ön ayahları ile Garaböcük’ü biraz çevirdikden sona:
— Nere gidiyon Garaböcük? Demiş.
Garaböcük, kediye ters ters bahmış ve:
— Adım, Saçı Uzun Sırma Boyu Uzun Burma Hatın’dır! Demiş.
Kedi de onunla dalga geçmeye devam etmiş:
— Saçı Uzun Sırma, Boyu Uzun Burma Hatın nere gidiyon? Demiş.
Garaböcük, gendisine hatın denilmesinden gene çoh mutlu olmuş. Kedinin sorusuna kibarca cevap vermiş:
— Ere gidiyom, demiş.
Kedi, ona şöyle demiş:
— Benden daha iyisini mi bulacahsın! Benimle evlenmez misin?
Garaböcük, gendini gene naza çekmiş, kediye şöyle demiş:
— Evlenirim amma, gocam olacahlara hep şunu sorarım. Bir suçum olduğu zaman beni neyle döversin?
Kedi, uzun ve sivri dırnahlarını göstermiş:
— İşte şunlarla! Demiş.
Garaböcük, biraz geri çekilerek:
— Vay! Benim kemiklerim onlara dayanamaz, demiş.
Kedi, Garaböcük’ü arha ayahları ile uzağa atdıhtan sona şöyle söylemiş:
— Öyleyse haydi git de dengini bul…
Garaböcük, gapının eşiğinne geldiğinde, kedi ile onun gonuşmalarını dinleyen bir sıçan hemen garşısına dikilmiş:
— Saçı Uzun Sırma, Boyu Uzun Burma Hatın nere gidiyon? Demiş.
Garaböcük, ismini tam ve doğru söyleyen kibar sıçana gülerek cevap vermiş:
— Ere gidiyom.
Sıçan, öküz ve kedinin söylediği gibi Garaböcük’e şöyle demiş:
— Benimle evlenmez misin?
Garaböcük, “evet” demeden önce herkese sorduğunu sıçana da sormuş:
— Seninle evlenmeyi gabul etsem, bir suçum olduğunda beni neyle döversin?
Sıçan, guyruğunun ucundaki uzun gılları gösterip:
— İşte şununla döverim, demiş.
Gendine göre bir goca bulduğuna sevinen Garaböcük, teklifi gabul etmiş.
Sıçannın evine yerleşerek mutlu bir yaşantıya başlamışlar.
Bir sabah, kirli çamaşırları yıhamah için gırlara gitmişler.
Soğuh Pınar’a gelince bir ocah yahıp suyu ısıtmışlar. Bir gısmını birlikte yıhamışlar. Yemek vahdı yahlaşınca sıçan, Garaböcük’e şöyle demiş:
— Hatın, sen geride galanları yıharken ben gidip biraz yiyecek getireyim.
Eve dönen sıçan, çiftçinin mutfağına girmiş. Masanın altından ekmek gırıntılarını toplamaya başlamış.
Garaböcük, bir öküzün ayah izine dolan çuhurdan su alırken, ayağı gayınca suyun içine düşmüş! Sudan çıhamayınca, “imdat!” diye bağırmış. Çığlıhlarına da kimse gelmemiş. Gendini suya bırahmış…
Pınarın başına bir atlı gelmiş. Atından inip su içerken şöyle garip bir ses duymuş:
“Atlı emmi, atlı emmi! Sözü, sohbeti datlı emmi. Bal ile gaymağı yiyesin, sıçan padişahına diyesin: Saçı Uzun Sırma Boyu Uzun Burma Hatın derin iz derin guyuya düştü! Durmasın gelsin!..”
Atlı, sağa sola bahmış. Kimseyi göremeyince yoluna devam etmiş.
Evine gelip atını bağladıktan sona mutfağa girmiş. Hanımı masaya gaymahla bal getirince adam, gülmeye başlamış. Gadın, gocasının sebepsiz gülmesine şaşırmış.
“Herif, niye gülüyon?” demiş.
Adam, evine gelirken pınarın başında duyduğu garip sesi garısına söylemiş.
— Aman avrat, Soğuh Pınar’dan su içerken bir ses duydum. Ben su içerken incecikten bir ses benden yardım istiyodu. Çevreye bahdım amma, hiçbir şey göremedim. Benden yardım isteyen şöyle diyodu: “Atlı emmi, atlı emmi! Sözü sohbeti datlı emmi. Bal ile gaymağı yiyesin, sıçan padişahına diyesin. Saçı Uzun Sırma Boyu Uzun Burma Hatın derin iz; derin guyuya düştü. Çabuh gelsin, çabuh gelsin!” Yahu sen de bana bal ile gaymah getirince, işittiğim ses ahlıma geldi de ona gülüyom. O sesin sahibi, bal ile gaymah yiyeceğimi nerden biliyodu?
Avrat da gülmeye başlamış. Tam bu sırada masanın altından bir sıçan, dışarıya fırlamış.
Sıçan, goşarah çamaşır yıhanan pınara yetişmiş. Garaböcük suyun içindeymiş. Onu gurtarmah için elini uzatarah şöyle demiş:
— Elini ver edenis.
Garaböcük, gecikdiği için sıçana çoh gızmış. Gendini naza çekmiş ve şöyle demiş:
— Ben sana küsenis!
Sıçanın depesi atmış, o da Garaböcük’e çoh gızmış. Suyun kenarından biraz geri çekilerek:
— Öyleyse üstüne toprağı dökünüz, garabiberi serpiniz, goyunuz da gidiniz!
Diyerek arha ayahları ile suyun içine toprah atmış. Garaböcük, toprah altında galmış. Sonra üzerine de çişini yaparah goyup gitmiş.



 
Facebook beğen
 
 
Siz 144823 ziyaretçiziyaretçimizsiniz
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol